Zeynep yeşillikler ile çevrili küçük bir köyde yaşayan meraklı ve neşeli bir kızmış. Bir gün annesi ona abdest almayı öğretmeye karar vermiş. Zeynep annesinin abdest aldığını her gün görür ve merak edermiş. Annesine bu konuda sorular sorarmış. Annesinin ona abdest almayı öğreteceğini duyunca çok mutlu olmuş. Heyecanlı bu yeni deneyimi için hazırlanmaya başlamış.
Annesi güzel kızına abdestin nasıl alınması gerektiğini adım adım anlatmış. İlk önce niyet edilmesi gerektiğini ve sonrasında ellerini yıkamasını söylemiş. Zeynep tüm bu söylenenleri birebir yerine getiriyor ve sırasıyla abdestin adımlarını yerine getiriyormuş. Ellerini yıkadıktan sonra ağzını ve burnunu annesinin söylediği şekilde yıkamış. Sonra yüzünü yıkayan Zeynep büyük bir mutluluk duyuyormuş. Kollarını annesinin söylediği şekilde yıkadıktan sonra başına ve boynuna mesh vermiş. Tüm bunları yaparken büyük bir titizlik içerisinde hareket ediyormuş. Son olarak ayaklarını da yıkayarak abdestini tamamlamış.
Annesi abdest sonrası Zeynep’e abdesti bozan haller konusunda bilgi vermiş. Zeynep abdest aldığı için çok mutlu olmuş. Artık namaz kılmak için hazırmış. Annesi ile birlikte öğle namazını kılmak için seccadelerini sermişler ve annesinin yaptığı hareketleri yaparak birlikte öğle namazını kılmışlar. Namaz sonunda küçük kız duasını etmeyi de unutmamış. Dua etmenin vermiş olduğu huzur ve mutluluk ile annesine sarılmış ve ona bunları öğrettiği için annesine teşekkür etmiş.
Günlerden bir gün köylerine bir seyyar satıcı gelmiş. Bu seyyar satıcı içerisinde rengarenk boncuklar olan bilezikler satıyormuş. Zeynep annesinden bu bileziği almak için para istemiş. Annesi küçük kızının isteğini yerine getirerek ona istediği parayı vermiş ancak annesinin tek bir şartı varmış. Annesi Zeynep’e bu bileziği takmak için her gün abdest almanı istiyorum demiş. Anlaşmayı kabul eden Zeynep bileziği satıcıdan alarak koluna takmış. Her sabah uyandığında bileziğini kolunda görüyor ve çok mutlu oluyormuş. Bu bilezik aynı zamanda Zeynep’e annesine verdiği sözü hatırlatıyormuş. Zeynep annesine verdiği sözü hep tutmuş. Bileziği kolundan hiçbir zaman çıkarmamış tabi ki annesine verdiği sözü de hiçbir zaman unutmamış. Abdestli olmanın ve sözünde durmanın verdiği huzur ile büyümüş.